06.07.2022 Ekonomi yönetimimizin 2021 yılı Eylül ayı itibariyle uygulamaya koyduğu ve ihracatla büyümeyi önceleyen ‘Yeni Ekonomi Modeli’ nin, uygulama sürecinde yaşanan makro ekonomik dengesizliklerin ve özellikle de devam eden kur artışlarının dizginlenebilmesi adına, son günlerde sık sık başvurulan ve de ‘makro ihtiyati önlem’ olarak adlandırılan uygulamaların, piyasalardaki kimi yansımaları olumsuz olmuştur. Merkez Bankası’nın ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun son dönemde aldıkları; belli bir tutarın üzerinde döviz mevduatı bulunan işletmelere ilave TL kredi verilememesine dair karar, bankaların yabancı para cinsinden varlıklarına ilave karşılık ayırmaları kararı ve de ticari kredilerde zorunlu karşılık oranının iki katına çıkarılarak %10 olarak belirlenmesi kararları, finansal sistemde bir kredi sıkışması riskini doğurmuş bulunmakla beraber, kredi faizlerinin de daha yukarılara tırmanmasına neden olmuştur. Alınan kararların bir yandan bankaların şirketleri fonlama imkanlarını daraltması, öte yandan da işletmelerin kredi kullanma koşullarının ağırlaştırması sonucunda, kredi bulmak oldukça güçleşmiş, bulunabilen ticari kredileri de %45 ve üstü oranlarla ve bir miktar kullanabilmek mümkün hale gelmiştir. İşletmelerin uygun koşullarla finansmana erişebilmelerinin, hayati önemde olduğu ve sürdürülebilir büyümenin anahtarı durumunda bulunduğu ekonomimiz açısından, mevcut faiz oranlarıyla uzun süre yürünemeyeceği açıktır. Bu itibarla; ekonomi yönetiminin ve de finans sektörünün, reel sektör başta olmak üzere tüm işletmelerin makul koşullarda krediye erişebilmeleri için, gerekli ekonomik ortamın ivedilikle oluşturulması adına, lazım gelen adımları atmaları iş dünyası olarak temel beklentimizdir. GÜNEY EGE SANAYİ VE İŞ DÜNYASI FEDERASYONU