GESIFED BASIN AÇIKLAMASI - 26.12.2018 TÜRKIYE, gelisimini sürdüren bir ülke. Mutlaka büyümeyi sürdürecek ve dünyada her alanda hak ettigi yere ulasacaktir. Fakat kendisinden beklenen performansi tam gösterebilmesi için ve vatandaslarin kendilerini her bakimdan güvende hissetmesi için, mutlaka isleyen sistemi revize etmeye mecburdur. 2018 yilinin sancilarini 2019 da yasamamak için temel konularda reformlarin, istekle ve samimiyetle basina geçmek gerek. Aksi halde büyümenin YEP de belirtilen yüzde 3,8’lik tahminin altinda kalmasi sürpriz olmayacagi gibi, 2019 da ekonominin giderek yavaslamasi kaçinilmaz olacaktir. Türkiye, yaklasmakta olan yerel seçimler evvelinde, seçim ekonomisi konusunda ki sasmaz tavri nedeniyle is dünyasinda endise yaratmakta. Bu seçimlerin, anlasilmaz harcamalara sahne olmamasi umudumuzdur. Ekonomik sikismayi asmanin en isabetli reçetesi, kuskusuz ana akim alanlarda daha seffaf, daha hesapverir, daha demokratik revizyonlar yapilmasidir. Kamu harcamalarinda tasarrufun ve hesapverirligin, hissedilir ve izlenebilir olmasini bekliyoruz. Bu, bireyin yönetenlere karsi güvenini artiracaktir. Is dünyasinin, krizden küçülerek degil aksine üreterek, krizi firsata çevirerek çikis aramasi, bugünlerde ekonominin tüm aktörleri tarafindan ifade edilmektedir. Ne var ki ekonomik büyüme, sürdürülebilir yatirim programlari ve rekabetçi üretim için, etkinligi ve üstünlügü konularinda is dünyasina daha fazla güven veren hukuk ve yargi mekanizmasinin gölgesinde çalisma konforunu, hakli olarak talep etmekteyiz. Ülkemiz yatirimcilarinin dis pazarlardan yatirimci ortaklar – partnerler bulabilmesi çok kiymetli. Ancak bunun için bu partnerlere neyi vaad edeceginiz de çok önemli. Burada akan hayatin demokratik ilkelerle yürüdügünü, birey hak ve özgürlüklerinin her seyin üzerinde oldugunu, tam bagimsiz ve etkin yarginin, ülkede yasayan-is yapan herkese adil yargilanma güvencesi verdigini anlatabilmemiz gerek. Türkiye’nin, özgürce konusabilmeye, düsüncesini açiklayabilmeye, fikirleri üzerinden tez-antitez üretebilmeye ve tartisabilmeye , taleplerini korkusuzca ifade edebilmeye , ortak gelecek çipasina, bütün inanç ve degerleriyle tutunabilmeye ihtiyaci var. Bunun içinde öncelikle ve evleviyetle iç politikada birlestirici-yatistirici dile, devletin sefkatli eline ve diline ihtiyaci var. Diger yandan da ülke ekonomisine yön veren, uzlasmaci bir dis politika ile global ticaret savaslarinin olumsuz etkilerinin hafifletilmesi önemlidir. Türkiye, ticaret savaslari ile baslayan süreçte, ABD ile yasadigi gerginligin etkisini ekonomide fazlasiyla hissetmistir. Türkiye-ABD arasindaki politik belirsizlikler, TL’nin dolar ve diger para birimleri karsisinda ciddi bir deger kaybi ve tüketici fiyatlarinda yüksek artisla sonuçlanmistir. Ülkenin yeniden enflasyon sarmalina girisini üzülerek seyrediyoruz. Büyümede 3. çeyrekte ortaya çikan yavaslamanin, 4. çeyrekte daha belirginlesecegi görülmektedir . Nitekim Kasim ayi enflasyon verileri de iç tüketimin büyümeye katkisinin dördüncü çeyrekte daha da azalacagina isaret etmektedir. Çati örgütümüz TÜRKONFED in “önce küçügü düsün” söylemleri, KOBI lerin ekonomik çarklarda nasil önemli disliler oldugunu yil boyu vurgulamistir. Gerçekten de 2018 yilinda yasanan politik ve ekonomik gelismelerden en çok KOBI’ler etkilenmistir. Icra dairelerindeki dosyalarin çogunlugunda borçlular KOBI lerdir. KOBI ilerin finansmana erisimini kolaylastirmak, ileri teknoloji kullanimlarinda kolaylastiricilik yapmak, ar-ge ve marka bilinçlerini artirmak odakli destekler hayati önemdedir.Bu noktada alacak sigortalarinin hayata geçirilmesini kiymetli ve önemli bulmaktayiz. Ülkenin bir anda yogun konkordato sürecini yasamasinin normal olmadigini, bu sürecin satir arasinin iyi okunmasi gerektigini daha evvel de vurgulamis idik ki o günden bu yana konkordato taleplerinde normalin üzerinde artis seyri , endise vericidir. Neticeten acil reformlarla, demokrasi standartlarini, hukukun üstünlügünü, fikir ve ifade özgürlügünü, seffaf ve hesapverir kamuyu daha fazla hayata geçirirsek, is dünyasinin daha güvenle yol almasini saglayabiliriz. Küresel gücümüz, devletimizin gücünden ve adaletinden beslenecek, bizi rekabetçi ve yüksek katma degerli üretimlere götürecektir. REÇETENIN TEK ILACI EKONOMI DEGILDIR. DEMOKRASI-HUKUKUN ÜSTÜNLÜGÜ-FIKIR VE IFADE ÖZGÜRLÜGÜ-ÇAGDAS VE AKILCI EGITIM SISTEMLERI KONUSUNDA IVMELI POLITIKALARIMIZ OLMALIDIR. Kalkinmaya çok yönlü bakmaya ivedilikle baslamaliyiz. Saygilarimla. Av. Aysun Nalbant GESIFED Yön.Krl.Bsk.